Natalia, incecik bedenini odanın ortasında heyecanla titreterek Giovanni’nin kara saçlı, atletik vücuduna yapıştı. Oda sıcaklığı yükselmiş, nefesler kesilmişti. Giovanni, Natalia’nın küçük göğüslerini elleriyle kavradıktan sonra hızla başını aşağı eğip o minik amcığını dilinin ucuyla buldu. Kadının yüzüne yayılan o acayip karışık haz ifadesi Giovanni’yi daha da kamçıladı; sertçe patlatmaya başladı o tatlı deliği. Natalia boğazında hissettiği derin yaramazlıkla gagaya zorlandı ama her infilakında daha çok istiyordu.

Sonra aniden arkasını döndü, dört ayak üstünde kalırken Giovanni büyük yaraklarını onun pürüzsüz çıplak amına dayadı. İlk köklediğinde düşük bir inilti patladı dudaklarından. Vücudu titriyordu ama geri çekilmiyordu; tam anlamıyla teslim olmuştu ona. Sert ve derin girerken kadının amı sanki onu içine çekiyor gibiydi, her dalmada içerideki ıslaklık şiddetleniyordu. Giovanni hem ayakta hem de diz çökerek onu iyice sıkıştırdı, pis pis bağırıyordu: “Siktir git, daha sert!”

Daha sonra ters binen kadın gibi durup kısa siyah saçlarını savurarak tamamen kontrolü ele aldı Natalia. Omuzlarına yaslanıp omuzlarıyla ritmi belirleyip adeta üstüne çöktü sikiş boyunca. Her inişi ve kalkışı doyumsuzlukla doluydu; içinden geçen her zevk elektrik gibi yayıldı bedenine. Yüzüne çarpan ter damlaları arasında Giovanni’nin iri yarak kafasını iyice içine aldı; neredeyse boğaza kadar sokuyordu adamın yarak kafasını. O anlarda gözleri donuklaşıp azgınlık ve acz arasında gidip geliyordu.

Çift sıradaki pozisyona geçince, kadın sırtüstü yattı ve erkek tepesinde yükselip alçaldıkça amcığın içinde şiddetli bir kasılma başladı. Her vurgu göbeğine ve bacak aralarına vururken kadın yüksek sesle inleyip bağıra çağıra kendinden geçti! Son hamlede patlama yaşandı; adam bütün yükünü üzerine vermiş, amını dibine kadar doldurmuştu. İçerideki ısının doruğa ulaştığı anda ikisi de aynı anda hırçınca boşaldılar; kadının ağzına doğru fışkıran sulu sıvılar birbirine karıştı.

O gece Natalia ve Giovanni arasındaki hayvani tutkuyla dolu savaşta sınırlar yoktu; sadece kirli arzuların zalim hükmü vardı ve onlar buna esir olmuştu. Baştan sona acımasızca ve sapıkça ilerleyen bu sevişme akıllara kazındı; bedenlerin sert çarpışması hiç bitmesin istenirdi çünkü o andaki çıplak gerçeklik apayrı bir dünyaya açılan kapıydı…

Comments are closed.